Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Nisan 2015 Çarşamba

İtalya - Mart 2015 - 6


Palazzo Salimbeni

Siena, Palio adlı at yarışları ile bilinen; Toskana Bölgesi ’nin turistik küçük şehirlerinin muhtemelen en ünlüsü. Floransa’ dan  1 saat 20 dakika civarı süren tren yolculuğu; adeta zaman makinesine binmişiz hissi yarattı. Çünkü, bir Rönesans şehri olan Floransa’ nın aksine burası adeta 500 yıl öncesinde kalmış bir Orta Çağ başkenti. Westeros’ un King’s Landing’i pek ala burası olabilirmiş.


Palio zamanı Siena

Palio yarışları Temmuz ve Ağustos aylarında olmak üzere yılda 2 kez yapılıyor. Biz Mart ayında gittiğimiz için prova vs. dahi izleyemedik ; parkuru  gezmekle yetindik. Palio şehrin “contrada” adı verilen 17 mahallesinin birer at ile temsil edildiği, eğersiz atlarla koşulan çok kısa bir  yarış. Yarış kısa olsa da hazırlıkları bütün bir yıl sürüyor ve halk gerçekten burada zafer kazanmaya büyük önem veriyor. Bu arada yarış öncesi eğlenceler de yine günlerce sürüyormuş.

Şehir bahsettiğim gibi gayet küçük, merkeze ulaşmak için trenden indikten sonra yolun karşısındaki alışveriş merkezinin önünden otobüse binebilirsiniz. Taksi ile de 10 EUR civarı tutuyor. Yollar çok dar ve park yeri bulmak büyük problem. Zaten gezilecek yerlerin büyük kısmı da trafiğe kapalı bu nedenle araba ile gelirseniz de aracınızı tren istasyonuna park etmeyi tercih edebilirsiniz.

Casacenti' deki odamızdan sabah manzarası

Biz otel olarak , pansiyon da denebilir, Casacenti di Centi Stefano’ yu tercih ettik. Duomo’ya  yakın temiz ve şirin bir yerdi. Sahibi Stefano, bütün restorasyon ve dekorasyonu kendisi yapmış. Oteli de oğlu ile işletiyor. İngilizcesi zayıf ama çok sıcakkanlı bir ev sahibiydi, sabah kahvaltıdaki leziz keki dahi kendisi hazırlamıştı. Biz memnun kaldık, siz de Siena konaklamalarınızda değerlendirebilirsiniz. Tabi Siena’ da konaklamak şart değil, bütün şehir 3-4 saatte gezilebiliyor.

Piazza del Campo

Palazzo Pubblico ve Torre del Mangia
İstiridye şeklinde bir meydan olan Piazza del Campo şehrin merkezi. Palio yarışlarının düzenlendiği alan da burası. Palazzo Pubblico ve Torre del Mangia  adlı kulesi bu istiridyenin merkezinde yer alıyor. İstiridyenin sınırlarında lokanta ve cafeler;  ortasında ise 10-15 civarı butik çikolata tezgahı bulunuyor. Burada çikolatanın bilumum halini bulmak mümkün. Çeşit çeşit çikolatalardan, trufflelara; fondüden profiterole, krem çikolatadan likörlere kadar çikolatanın her halini tadabilir ya da paket olarak alabilirsiniz. Biz özelikle mascarponelu profiterole ve Antep fıstıklı krem çikolataya bayıldık.



Bu meydanın arkasında da başka bir meydan olan Piazza del Mercato var. Daha az kalabalık ve turistik olduğu için buradaki lokantalar yemek yemek için daha ideal. Biz otel sahibimiz Stefano’ nun önerisiyle gittiğimiz Trattoria Popei’ den memnun kaldık.
 
Duomo

Duomo, 700 yıla çok iyi dayanmış, güzelliğinden bir şey kaybetmemiş. İçerisi de çeşitli sanat eserlerine, bir adet kütüphaneye ve St. John The Baptist ile The Chigi Şapelleri' ne ev sahipliği yapıyor. Kulesine çıkarak, Siena’ yı panoramik olarak izlemek de mümkün.


Basilica di San Domenico

Basilica di San Domenico da inşasına 13. yüzyılda başlanmış, çok tarihi bir yapı. İçeri giriş ücretsiz, zaten halen faal olarak ibadethane olarak  kullanılıyor. Bu arada bahçesindeki ağaçların gölgesinde dinlenebilir, şehri tepeden gören konumundan faydalanarak panoramik fotoğraflar çekebilirsiniz.

Palazzo Salimbeni

Palazzio Salimbeni beni Siena’ da en çok etkileyen yapı oldu. Biz gündüz gittik ama sayfanın başına eklediğim fotoğrafta da göreceğiniz üzere akşamları daha da güzel oluyor. 14. yüzyılda inşa edilen saray, 20. yüzyılda Pierluigi Spadolini tarafından restore edilmiş. Aynı zamanda dünyanın en eski bankalarından biri olarak kullanılmış ,zaten hali hazırda da Monte dei Paschi di Siena’nın merkez binalarından biri konumunda.
 
Siena