|
Sinop |
Sinop, Karadeniz Bölgesi'nde güneye de bakan kıyısı bulunan tek kent hatta Sinoplular poyraza karşı korunaklı bu bölüme "Akdeniz" diyorlarmış. Şehirde kısa bir tur atınca bile bu Akdeniz benzetmesinin yalnızca coğrafi değil sosyal ve kültürel olarak da geçerli olduğunu farketmemek zor. Duyduklarım ve okuduklarımdan sonra Sinop' un sevimli bir şehir olmasını bekliyordum ama beklentilerimin ötesinde etkilendim. Sinop' da çalışan pek çok memurun emekli olduktan sonra buraya yerleştiğini duymuştum; gördükten sonra hak vermemek elde değil. İnsanı da komşu kentlere göre dünyaya daha açık olmasının yanında keyfine hayli düşkün. Zira seyyar simit ve çekirdek bile sadece sıcak sıcak satılıyor; aksi takdirde kimse almıyormuş. :)
Sinop merkezde gezilecek önemli noktalar
Sinop Kalesi ve Sebahattin Ali' nin
"Dışarda deli dalgalar,
gelir duvarları yalar;
beni bu sesler oyalar,
aldırma gönül aldırma. "
dizelerini yazdığı
Sinop Cezaevi. Biz maalesef yine vakit darlığından cezaevini gezemeden Sinop' un biraz dışında yer alan Hamsilos Koyu' na ve Türkiye' nin en kuzey ucu olan İnceburun Feneri' ne geçmek durumunda kaldık.
|
Sinop Tarihi Cezaevi |
|
Sinop Kalesi |
Hamsilos, kendisi de bir doğa harikası olan
Akliman' dan geçerek gidilen buzul aşınması sonucu oluşmuş bir fiyort ve bu fiyordun içinde kalan koydan oluşuyor. Ülkemizde başka bir örneği olmadığı için de oldukça etkileyici. Bölgenin eski adı Hamsaros ama zaman içinde bölgenin sembol balığının adına evrilmesi çok da şaşırtıcı değil.
|
Hamsilos |
|
Hamsilos |
|
Hamsilos |
Hamsilos' dan 10 km daha devam edince, ülkemizin en kuzey ucu olan; ilk öğretim coğrafya derslerinden hepimizin adını bildiği
İnceburun' a geliyoruz.
|
İnceburun Feneri ve navigasyon görüntüsü :) |
|
İnceburun |
|
İnceburun |
Yine alışılageldiği üzere yeme içme ile bitirelim. Sinop' un mantısı ve mantıda da
Teyze' nin Yeri meşhur. Burası için küçük, salaş bir mantıcı diyemeyiz. Gayet geniş ve iyi çalışan bir mekan. Açıkçası bunu görünce acaba adı duyulduktan ve bu kadar seri hizmet vermek zorunda kaldıktan sonra hayal kırıklığı olur mu diye endişelenmiştim ama neyse ki endişelerim tamamen boşa çıktı. Bildiğimiz mantıdan ziyade ravioliyi andırıyor. Gerçekten çok lezzetli bir hamuru var. Kayınvalidemin yaptığı gizli incelemelere! göre işin sırrı hamuruna bol yumurta koymakta. Sos olarak da klasik yoğurtlu veya tereyağlı cevizli seçebiliyorsunuz. Ya da seçmeyip karışık diyorsunuz ikisinden de yarım yarım yiyorsunuz. Porsiyonlar epey doyurucu ve 17 TL. Ucuz mu değil, peki hakkediyor mu derseniz kesinlikle fazlasıyla...
|
Cevizli & yoğurtlu karışık mantı |
|
Teyze' nin Yeri |
|
Teyze' nin Yeri |
|
Teyze' nin Yeri |
Hem yemeğin üzerine hem de yazıya tatlı bir kapanış için de adres belli; 1925' den beri hizmet veren
Şen Pastaneleri. Buranın pek çok tatlısının iyi olduğunu okumuştum ama bizim seçimimiz mekanın alameti farikası olan "prenses" oldu. Tip olarak Halley' i; içerik olarak ise Snickers' ı andıran bu tatlı ikisinden de daha eskiye dayanıyor. Lezzet olarak da zaten ikisini de cebinden çıkarır. Tabi orada yemek zorunda değilsiniz; bizim gibi paket yaptırıp sahil kenarındaki bir çay bahçesinde deniz havası alarak keyfinizi katlayabilirsiniz. ;)
|
Şen Pastaneleri |
|
Prenses |
|
Şen Pastaneleri |
|
Prenses |
Hamsilos değil....HAMSAROS....beğenmeseniz de...adı bu...canı isteyen istediği adı kullanmasın lütfen....devlet dahil....
YanıtlaSil