Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Eylül 2015 Cumartesi

Midilli 2015 - 3





Mitilini, adanın başkenti; bizdeki Midilli adının da geldiği kelime. Zaten Yunanlılar adanın tamamı için Midilli ya da Mitilini değil Lesbos (Lesvos) diyorlar. Bu kelime de çağrışım da yapacağı üzere lezbiyen kelimesinin çıkış noktasını oluşturuyor zira burası lezbiyenliğin doğduğu topraklar (Eyyy Midilli...).

Midilli Kalesi, Agios Therapontas Kilisesi, Yeni Cami gibi pek çok tarihi yapı da burada bulunuyor. Adanın en ünlü ve turistik caddesi olan Ermou Caddesi üzerinde bu tarihi yapıların bazılarını görmek mümkün.

Yeni Cami, adıyla tezat oluştaracak şekilde harap durumda olsa da adını adada inşa edilen camilerin sonuncusu olmasından (1825) alıyor. Aynı zamanda adanın en büyük cami. Günümüzde yıkık olan minaresi o dönemki kilise çanlarından daha yüksekmiş.

Yeni Cami


Agios Therapontas Kilisesi de yine Ermou üzerinde, yeni caminin hemen karşı çarprazında bulunuyor. Yapımı 1800' lerin başında başlasa da açılması 1935 yılını buluyor. Midilli ünlü mimar Argyris Adalis' in inşa ettiği kilisede Rönesans etkileri hissediliyor.

Agios Therapontas Kilisesi

Agios Therapontas' ın biraz ilerisinde ise karşımıza adadaki en eski bazilika olan (1706) Agios Athanasios Metropolit Kilisesi çıkıyor. Kilisenin dışındaki çan kulesi kızıl dikdörtgen taşla inşa edilmiş, Osmanlı döneminde getirilen yasak nedeniyle Yeni Cami' nin minaresinden daha kısa tutulmuş.

Agios Athanasios Metropolit Kilisesi

Yeme içmeye geçersek, Mitilini' de deniz kenarında bulunan Refenes yine adada en memnun kaldığımız restaurantlardan oldu. Sıralama yaparsam Aegean’ dan sonra 2. liğe koyarım. Burada da menünün önemli bir kısmını yedik. J Ladotirisi lezzetliydi. Kabak çiçeği dolması da fazla yağ içirmeden iyi yapılmıştı. Izgara ahtapotun dışı çıtır çıtırken ısırınca suyunun aktığını hissedebiliyordunuz. Zaten kolların kallavi boyutundan, masaya Tarkan filmindeki ahtapot gelmiş havası veriyordu. J Sübyeyi daha önce denemediğim için karşılaştırma yapamıyorum ama füme uskumru gastronomik açıdan üst düzeydi. Bu arada genel olarak çoğu restaurant da bir kaç çeşit ve lezzetli ekmek geliyordu. Bizdeki gibi kof ekmeğe ise hiç rastlamadık; hepsinin kendine has bir karakteri vardı.

Greek salad & füme uskumru

Kızartma ladotiri peyniri

Kabak çiçeği dolması

Sübye

Ahtapot (bkz. Tarkan - Viking Kanı) :)


Plomari, adanın güneyinde yer alan Mitilini' ye 42 km mesafede adanın yine Mitilini' den sonra en büyük sanayi, ticari ve üretim merkezi. Muhteşem dağ manzaraları, zengin bitki örtüsü ve altın sahilleri de burayı adanın en güzel bölgelerinden biri yapıyor. Her yıl Ağustos ayı başında marinada da iki gün süren "Geleneksel Uzo Kültürü" festivali düzenleniyor. Biz Ağustos sonu gitmiş olduğumuz için maalesef festivale katılamadık.

Plomari Marina

Plomari' nin 2 km doğusunda yer alan Agios Isidoros, Yunanistan' ın en güzel 7. plajı kabul ediliyor. Gerçekten de enfes deniziyle  bizim de adada en sevdiğimiz yer oldu.

Agios Isidoros

Melinda (Melinta)  Plomari' nin 6 km batısında yer alan, el değmemiş bir doğaya sahip bir deniz köyü. Sahildeki 10 metre yüksekliğinde, 20 metre çapında tek parçadan oluşan kaya buranın doğal bir anıtı olmuş. Melinda adı da bekçi anlamında gelen Latince "milicia" kelimesinden geliyor.

Melinda

Melinda

Plomari’ de ilk akşam, yemek için aslında farklı bir restauranta (To Ammoudeli) gidecektik fakat buraya gelmeden hemen önce Mama Katerina dikkatimizi çekti. Diğer restauranta nazaran çok daha dolu olması sebebiyle karar değiştirip burada yemeyi tercih ettik. Burası Plomari’ nin merkezinin bir kaç yüz metre batısında, deniz kenarı bir yamaç üzerinde konumlanmış bir mekan. Haliyle manzarası da etkileyici. Burada yine deniz ürünleri ağırlıklı bir seçim yaptık. Bütün balıklar günlük olarak geliyor. Zaten balık tercihi için sahibi hanımefendi bizi mutfağa davet etti, orada balık tepsisinden seçimimizi yaptık. Benim seçtiğim mercan, 300 gr civarında tam bir porsiyonluktu. Izgara taze mercan haliyle lezzeyliydi zaten özel bir muameleye ihtiyacı yoktu. Yalnız eşimin sipariş ettiği barbunlar (Yunancası da barbunya) Türkiye’ de son dönemde görmediğimiz kadar büyük olmasına rağmen üzerine sürülen sos balığın lezzetine varmayı biraz engelliyordu. Bize sorulmadan soslu gelmesini yadırgadık; eminim sade olarak çok daha lezzetli olurdu. Ahtapot bütün adada olduğu gibi iyi işlenmişti; kalamarlar da yine dondurulmuş eşek kalamarı değil o yüzden de çok lezzetliydi. Kabak çiçeği dolmasını da çok beğendik.

Mama Katerina Taverna' dan manzara

Patron ve balıklar :)

Yunanistan’ da sevdiğim şey, uzo içecekseniz çoğu mekanda 10 civarı çeşit oluyor, size belirli bir markayı dayatmıyorlar. Ama bira konusunda her yerde harcı alem Yunan ve Hollanda lagerleri vardı. Molivos’ da gittiğimiz bir barda karşımıza çıkan Duvel dışında keyifle içilecek bir ale görmemiştik. Ta ki Plomari merkezde emBerries adlı mekanla karşılaşana kadar. Burası aslında sade bir cafe bar ama yerel biralar hatta lokal bir IPA bile bulunuyordu. Bu sayede Midilli gezimizi de yerel ve iyi bir bira tatmadan noktalamamış oldu. J


Voreia IPA


Barbayannis dünyanın ilk uzo üreticisi, fabrikası da hala Plomari’ de. Fabrikanın yanında ilk üretim malzemelerini, üretimden bugüne şişelerinin değişimini ve muhtelif bardakları görebileceğiniz küçük bir müzesi de var. Müzeye giriş ücretsiz olmasına rağmen, personel sorularınızı cevaplamak için istekli. Müze deyince çok büyük bir yer hayal etmeyin gerçi; yarım saat ayırmanız yeterli olur.

Barbayannis Uzo Müzesi

Barbayannis Uzo Müzesi

Barbayannis Uzo Müzesi

Adadaki son akşam yemeğimizi, Sunset Taverna’ da yiyoruz. Burası bloglarda çok beğenilen, Plomari’ nin 2 km doğusunda, Agios Isidoros’ un hemen iç tarafında deniz manzaralı bir restaurant. Mekan çok küçük olmamasına rağmen personel çok az. Yine de hizmette bir aksama yok. Mekanın sahibi uzun yıllar yurt dışında yaşamış, İsviçre’ de okumuş bir kaç sene önce de Midilli’ ye dönüp bu restaurantı açmış. Şimdi de hem garsonluk yapıyor, oradan mangalın başında geçip etleri çeviriyor, kokteylleri hazırlayıp; salatayı yapıyor. J Yine deniz ürünlerine doyduğumuz bir gün olduğu için burada kırmızı et tercih ediyoruz. Açıkçası mekanı sevmemize rağmen koyun eti bize ağır geldi. Güveçte et lezzetliydi ama porsiyonu biraz küçüktü. Pirzola ise kokuyordu; belki dana yerine koyun tercih edenler memnun kalabilirler. İçki olarak uzo yerine house wine tercih ediyoruz, litresi 7 EUR olmasına rağmen çok lezzetliydi. Mezeyi fazla abartmayıp bir kaç çeşitle geçiştirdik. Hesap da adam başı 16 EUR geldi.

Sunset Taverna

Güveç

Pirzola

Son söz olarak Midilli’ ye gitmeden önce okumanıza tavsiye edebileceğim bir kitap var; Ş. Levent Deniz ve Işıl Büyükkal' ın yazdığı Midilli - Ege' nin Huzur Köşesi. Adanın tarihinden, festivallerine kadar  Midilli ile ilgili genel kültür sahibi olabileceğiniz; adayı bölge bölge  tanıyabileceğiniz özenle hazırlanmış bir eser.
http://www.dr.com.tr/Kitap/Midilli-Egenin-Huzur-Kosesi/Isil-Buyukkal/Egitim-Basvuru/Gezi/Gezi-Anlatimi/urunno=0000000651709



 Midilli hakkında 5 şey

Yemekler Yunanistan genelinde olduğu gibi çok başarılı ve fiyatlar makul. Bütün gezi boyunca tıka basa yersek bile adam başı 20 EUR civarında kaldı.

Yunanistan’ ın en büyük 3. Adası olduğu için 1 hafta boyunca yeni yerler görmek mümkün. O yüzden 1 hafta kalırsak sıkılır mıyız diye çekinmenize gerek yok.

Bütün plajlarda ücretsiz duş bulunuyor, çoğunda şezlong ve şemsiye için de ücret ödeminize gerek yok, yalnızca plajdaki büfeden alış veriş yapmanız karşılığında kullanabiliyorsunuz.

Denize girmek dışında görülebilecek ilgi çekici manastırlar ve dağ köyleri mevcut.

Yollar bozuk ama trafik veya park yeri problemi, trafik çevirmesi yok zaten bütün gezi boyunca trafik polisi de görmedik. Otoparklar da ücretsiz.





 

 


16 Eylül 2015 Çarşamba

Midilli 2015 - 2

Sigri
 
Petra & Anaxos
 
Petra, Molivos’ un 6 km güneyinde yer alan küçük bir kıyı köyü. Küçük butikler,  hediyelik eşya satan  dükkanlar, restaurantlar ve cafeler ile sevimli bir yer. Denizi güzel ama biraz taşlık o yüzden dikkatli olmakta fayda var.
 
Burada yemek yemedik ama adada yediğimiz en iyi dondurmayı burada, Tsalikis Cafe Pastry’ de yedik. 44 çeşit ev yapımı İtalyan tarzı dondurma (gelato) sunuyorlar. Baklava ve başka tatlılar da mevcut ama biz diğerlerini denemedik.
 
Tsalikis Cafe
 
 

 



 
Anaxos (Anaksos)’ a da Petra’ dan 3 km güneye inerek varılıyor. Güzel bir plajı var ama biraz geç gittiğimiz için yeteri kadar değerlendirme şansımız olmadı. Sahildeki restaurantın sahibi biz gittiğimizde akşam pişireceği balıkları tutuyordu, taze balık vaadinin doğru olduğuna biz kefiliz J.
 
Kalloni & Skala Kalloni
 
 
Kalloni Körfezi
 
Kalloni,körfeziyle Midilli haritasında ilk dikkati çeken bölge oluyor. Körfezden ziyade bir lagünü andırıyor. İşte bu körfezin sardalyaları bütün Yunanistan’ da meşhur. Ayrıca Midilli' nin bir ada olması nedeniyle dönem dönem bütün bölgeler çok dalgalı olabilse de deniz burada son derece sakin. Adanın çoğu sahili çakıllıyken burası güzel bir kumsal. Yalnız deniz çok sığ, boyu geçebilmek için kıyıdan epey uzaklaşmanız gerekiyor. Aynı zamanda adanın açık ara en sıcak denizi de burada. Frapan şemsiyeli plajda denize girdikten sonra, yemek için Skala Eresou ‘ ya geçmek için buradan ayrılıyoruz.
 
Skala Kalloni
 
 
Eressos & Skala Eresou
 
Skala Eresou
 
Bu arada pek çok isimde Skala geçmesin nedeni şu, “skala” iskele anlamına geliyor ve adada yerleşim korsanlardan korunmak için kıyının biraz daha iç kesimlerinde başlamış ama balıkçılık için de şehirlere yakın iskeleler kurmuşlar. Korsan tehditinin azalmasıyla buralarda da yerleşim başlamış ve zamanla şehirde ve karada olmak üzere ikili yerleşimler ortaya çıkmış. İşte bu kıyıdaki yerleşimlerin adı da hala skala ile başlıyor. Skala Eresou’ nun denizi ve plajı gayet güzeldi. Bu arada bütün adada deniz zaten çok temiz ama farkı yaratan suyun sıcaklığı, denizin dalgalılığı ve plajın durumu oluyor.
 
Burada öğlen yemeğini Aegean adlı restaurantta yiyoruz. Açıkçası burada menüde neredeyse ne varsa yedik ve hepsinden çok memnun kaldık. Burası küçük bir aile işletmesi; ailenin oğlu ve şef garson olan Todori’ ye kendinizi bırakabilirsiniz. Biz tavsiye ettiği her şeyden çok memnun kaldık. Özellikle şarap sosunda ahtapot ve kabak kızartması muazzamdı. Keza Todori' nin ısrarla tavsiye ettiği yalancı sarma da. Kılıçbalığının patates kızartması ile gelen sunumu olumsuz bir ilk intiba yaratsa da gayet lezzetliydi. Yemeğin üzerine de kendi bahçelerinden soğutulmuş incir ikram ediyorlar. O kadar fazla yiyip içmemize rağmen hesap da adam başı 18 EUR geldi.
 
Greek Salad, börülce,cacık ve Todori' nin anneannesin sarması

 
Günün yıldızları şarap sosunda ahtapot ve kabak kızartması

Kılıçbalığı
 

Eressos çok küçük bir köy, çok fazla görülecek yeri yok ama meydanında bir dolaşabilir; çınar altı kahvelerden birinde frappe içerek dinlenebilirsiniz.
 
Eressos - Kafenes
 
Pertified Forest Park ( Taşlaşmış Orman) dünyada sadece ABD, Arizona’ da ve Midilli’ de bulunuyor. Lavların altında kalan ağaçların dışı adeta kaya gibi taşlaşıyor ama kesitin orta kısmına dokunduğunuzda hala ağaç dokusunu hissedebiliyorsunuz. 20 milyon yıl önce meydana geldiği tahmin edilen büyük yanardağ faaliyetlerinin sebep olduğu bu durum adanın o dönemki florası hakkında da fikir veriyor. Hayal ettiğimiz kadar etkilenmedik ama yine de adada bir kaç günden fazla kalacaksanız görmeye değer.
 
Pertified Forest Park
 
 
 
 
 
 
Taşlaşmış Orman’ a giderken yolda İpsilou (Ypsilou) Manastırı’ na da uğruyoruz. 1101 yılında hakim bir tepede inşa edilen manastırdan hem adanın kıyılarını hem de Anadolu’ yu görebiliyorsunuz. İçinde küçük bir müze ve şapel de barındırıyor.
 
Ipsilou Manastırı

Manastır içindeki şapel
Manastırdan manzara
 
 
Sigri
 
Sigri

Sigri adanın batı ucunda yer alan bir köy. Bu bölge aynı zamanda adanın en kurak da bölgesi. Deniz kenarında yine Osmanlı’ dan kalma küçük bir kale bulunuyor. Yalnız tadilatta olduğu için içeri giremedik.
 
Sigri Kalesi
 
Adada rüzgarlar ve dalgalar genel olarak kuzey-güney doğrultusunda esiyor. Bu nedenle adının en batısında yer alan Sigri’ nin denizi  de çok dalgalı. Bu bölge sörf ve kite board gibi su sporları ile biliniyor. Kaleye göre sol tarafta kalan iç kısımdaki koy dalgalardan korunuyor ama denizi epey serin. Fakat suyun serinliğine rağmen biz burada denizden çok keyif aldık. Ayrıca bu bölgede arıcılık da yaygın. Bizde kimi esnafın camında “Bal bulunur.” yazması gibi bir antikacının camında bal satıldığını görüp içeri girdim, kendi üretimleri olan baldan aldım. Lezzetli bir baldı ama adada en beğendiğimiz bal marketten aldığımız , aşağıdaki resimdeki oldu.
 
 

Sigri’ de öğle yemeğimizi The Australia’ da yiyoruz. Deniz manzaralı, sevimli bir mekan. Fazla deniz ürünü tüketimiyle bünyeye aşırı fosfor yüklemesinden dolayı karanlıkta parlayacak seviyeye geldiğimiz için burada deniz ürünlerini es geçip kırmızı et tercih ediyoruz. Benim yediğim fırın köfte ortalamaydı, arkadaşın eti de kuru geldi. Daha önceki tecrübelerimizle de birleşince adalarda deniz ürünlerinden mümkün olduğunca şaşmamak gerektiğini görüyoruz.

 
The Australia

Fırın köfte
Steak
 
Dönüş yolunda Hidira(Xidera/Chidera) köyüne uğruyoruz. Burası dağlık bir bölgede. Zamanında Osmanlı haremine giden tek şarabın üretildiği yer ama zamanla şarapçılık unutulmuş. Son yıllarda açılan Methymneos firması bu tarihi geleneği yaşatmaya çalışıyor; organik şarap üretimi yapıyor. Şaraphaneyi gezmek ve tadım ücretsiz ama biz gittiğimizde kapalı olduğu için içeri giremedik. Köyün muhtarını dahi bulup, sahibini arattık ama bir şekilde içeri girmeyi başaramadık :)
 
Hidira' nın bağları :)
Hidira Kilisesi
 
 

.


14 Eylül 2015 Pazartesi

Midilli 2015 - 1

Agios Isidoros


Midilli, mikro iklimi sayesinde bulunduğu bölgeye nazaran daha ılıman bir iklime sahip. Bu özelliği ile Osmanlı döneminde de sarayın önemli yiyecek ve zeytinyağı sağlayıcısı olmuş. Hatta Osmanlı haremine giren tek şarap da adadaki Hidira (Xidera) köyünden geliyormuş. Ada günümüzde ürettiği doğal ve lezzetli ballarıyla da biliniyor; tabi bir de zeytinyağında saklanan hellim ile tulum arası bir lezzete sahip ladotiri peyniriyle. Son olarak ilk uzo üretimi de adada Plomari yakınındaki Barbayannis Ouzo fabrikasında yapılmış.

Midilli (Lesvos)

 
Adaya Ayvalık üzerinden Turyol firmasının motorlarıyla geçiyoruz, aynı rotayı çalışan farklı firmalar da bulunuyor, hepsi zaten aynı iskeleden kalkıyor. Araçla da geçmek mümkün ama biz araçsız geçerek adada araç kiralamayı tercih ettik. Turyol bilet fiyatı gidiş-geliş adam başı 30 EUR; bileti önceden internetten alırsanız 25 EUR’ ya alabiliyorsunuz. Yalnız hafta sonu gidecek olanlar için Temmuz-Ağustos döneminde özellikle Yunanistan tarafında pasaport kontrolünde sıra çok oluyor, o nedenle günübirlik gitmek pek mantıklı değil; ancak bir yemek yiyip geri dönebilirsiniz. Araç kiralama için de aynısı geçerli, bizim gittiğimiz gün önceden araç kiralamayanlar sıkıntı yaşadılar. Adada yollar epey dar o yüzden büyük araç yerine küçük bir araç tercih etmeniz hem daha ekonomik hem de daha rahat olur. Biz günlüğü 45 EUR’ ya sigorta dahil Ford Fiesta kiraladık, yoğun turistik dönem dışında pazarlıkla 25-30 EUR’ ya bile araç bulunabildiğini duyduk.
 
 
Midilli genelde kısa tatiller için tercih edilen bir lokasyon olmasına rağmen biz 6 gecelik bir tur yaptık. Ada çoğu Yunan adasına göre büyük olduğu için (3. en büyük ada); tatili ikiye bölerek Molivos ve Plomari’ de iki ayrı otelde kalmayı tercih ettik. Adanın merkez ilçesi Mitilini’ den aracımızı alarak Molivos’ daki otelimize doğru yola çıkıyoruz. Mitilini’ den Molivos’ a Kalloni üzerinden gitmek hem mesafe hem de yol kalitesi açısından daha makul olsa da yolda Skala Sikamineas’ da yemek molası vermek için biz adanın doğu ve güney sahilinden gitmeyi tercih ediyoruz.
 
Skala Sikamineas

Skala Sikamineas
 
Ada yemekleriyle ilk tanışmamız, Skala Sikamineas’ daki Mouria tou Mirivili’ de oluyor. Burayı bir kaç yerli ve yabancı blog yazısından bulmuştuk. Restaurantın adı "Dut ağacının altı" anlamına geliyor. Konum olarak küçük bir balıkçı barınağında, deniz kenarında ve tahmin edeceğiniz üzere dut ağacının altında yer alıyor :). Yemekler gayet başarılı, adanın çoğu restaurantında olduğu gibi Türkçe menüsü de var ve garsonlar da biraz Türkçe anlayıp konuşabiliyor. Yemekler gayet başarılıydı ama burada en beğendiğimiz kabak kızartma oluyor. Ahtapotun ve diğer denüz ürünlerinin kalitesi zaten bütün adada belirli bir standardın üzerinde; o yüzden genelde belirleyici olan diğer mezeler oluyor. Hesap adam başı 20 EUR geliyor. Zaten bütün adada yediğimiz yemeklerde verdiğimiz para 18-23 EUR bandında kaldı.

Mouria tou Mirivili
 
 
Molivos

Molivos

 
Yemeğimizi yedikten sonra otelimiz Molivos Residence’ a geçiyoruz. Burası merkezde değil, Molivos ile Petra arasında , denizi tepeden gören bir konumda. Çok rahat ve temiz bir apart otel. Fiyat gecelik 55 EUR, biz 2 kişi kaldık ama 3 kişi veya 2 kişi + 2 çocuk kalmak da mümkün olur. Kahvaltı dahil değil, biz kahvaltılıkları yakındaki bir marketten alıp kahvaltılarımızı bahçedeki masamızda yaptık, çok keyifliydi.
 
http://www.molivos-residence.com/

Molivos Residence
 
Molivos (Mythimna) adanın pek çoklarına göre en güzel yeri ki biz de katıldık. Deniz kenarı bir yamaçta konumlanmış, tepesinde Osmanlı’ dan kalma güzel bir kalesi bulunan, adanın gece hayatı da olan çok şirin bir  köy. Bütün evler taştan veya ahşaptan yapılmış; 18. yüzyıldan kalma pek çok güzel konak da bulunuyor.
 
İlk akşam yemeği için Betty’s Restaurant ’ı tercih ediyoruz. Beraber gittiğimiz arkadaşlarımız daha önce buraya bir kaç kez gidip çok memnun kalmışlar. Eski bir Osmanlı konağında bulunan restaurant gerçekten çok sevimli, güzel bir deniz manzarası ve sıcak kanlı bir sahibi var ama yemekler vasattı; açıkçası bütün gezi boyunca adam başı 23 EUR ile hem en fazla parayı buraya verdik hem de en az memnun kaldığımız yemekleri yedik. Yemekler için kötüydü diyemem ama ada standardının da altındaydı.
 
 
İlk 4 gün konaklama konumumuz dolayısıyla merkez üssümüz Molivos, buradan günü birlik turlarla adayı geziyoruz ama akşamları Molivos’ dayız. Okuma kolaylığı açısından kronolojik değil coğrafi sıralamayla yazıya devam edeceğim.
 
Molivos’ da manzarasına en hayran kaldığımız yer Hamam (Xamam) oldu. Denize tamamen hakim konumuyla hem sabah hem de akşam gittik. Cuma ve Pazartesi akşamları canlı müzik var ama grup açık konuşmak gerekirse vasattı. Gündüz gittiğimizde frappe içip, akşam gittiğimizde ise fazla aç olmadığımızdan yemeği es geçip şarabın yanında ballı yoğurt ve cacık (tsatsiki) tercih ettik. maraş dondurması kıvamında yoğurdu ve aromatik balıyla, ballı yoğurt muazzamdı.

Xamam' dan manzara

Ballı yoğurt
 
 
Yemekten sonra köyde biraz dolaştıktan sonra Molivos’ un meşhur pastanesi Blue Fox’ a uğruyoruz. Dondurmaları çok başarılıydı ama buradaki esas kaçırılmaması gereken lezzet “limonlu bezeli tart” (lemon meringue pie). Bu kadar hafif ve lezzetli bir tatlıya çok az rastladım. Bu nedenleaşağıya  tartın tarifini bulabileceğiniz bir link ekledim J .
 
http://allrecipes.com/recipe/15093/grandmas-lemon-meringue-pie/

Blue Fox

Blue Fox dondurma

Meşhur limonlu bezeli tart
 
Molivos her ne kadar adanın gece hayatı olan tek bölgesi olsa da Mikanos tarzı bir eğlence beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Burada çılgın partilerden ziyade şık barlar bulunuyor. Biz de aralarında hem en çok tavsiye edileni hem de fotoğraflarını en beğendiğimiz olan Congas Beach Bar’ ı tercih ettik. Adından anlaşılacağı üzere deniz kenarında yer alıyor. Mekan etnik motifleriyle güzel de bir atmosfer sunuyor ama mekanla ilgili tek  bir şeyden bahsedilecekse kokteylleri olmalı. Taze sıkılmış meyve sularıyla enfes kokteyller hazırlıyorlar.

Congas Beach Bar
 
 
Molivos Kalesi, adanın Mitilini Kalesi’ nden sonra en büyük 2. kalesi. Kaleyi Bizanslılar Osmanlı' dan savunmak için yapsa da, kale son halini İnebahtı Deniz Savaşı sonrası Osmanlı Devleti' nin yaptığı eklemeler ile almış.

Molivos Kalesi

Kalenin kendisi kadar gidilmeyi hakeden nokta ise buradan izleyebileceğiniz panaromik manzara:
 


Molivos Kalesi
 


Molivos Kalesi