Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Mart 2015 Cumartesi

İtalya - Mart 2015 - 5

Duomo
Floransa (Firenze),  Roma’ nın kuzeyinde yer alan, şaraplarıyla meşhur Toskana Bölgesi’ nin merkezi olan, hatta geçmişte çok kısa bir dönem İtalya Krallığı’ na da başkentlik yapmış bir şehir. Şehrin tamamının bir açık hava müzesi gibi estetik olmasının yanında 72 adet de müze barındırıyor. Zaten Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıların memleketi olan yıllarca sanatsever Medici ailesinin yönetiminde kalan bir şehirden bahsediyoruz. Roma’ dan 1,5 saatlik bir hızlı tren yolculuğu ile rahatça ulaşabiliyorsunuz. Ana tren istasyonu Firenze S.M.N. şehir merkezine çok yakın; zaten çok büyük olmayan bir şehir burası.
 
Neptün Çeşmesi
 
Biz çok merkezi bir konumda yer alan, Duomo’ nun  (Cattedrale di Danta Maria del Fiore) karşı sokağındaki Residenza Martelli' de ( Via De' Martelli 8) konakladık. Biz gittiğimizde açılalı 2 hafta oluyordu hatta tabelası bile biz oradayken takıldı :). Yeni olmasından da ötürü her şey son derece temizdi, ayrıca standart oda suit oda boyutlarındaydı. Yalnız yeni olmasının olumsuz tarafı olarak henüz tam olarak geçmemiş bir boya kokusu vardı ve sistem de tam oturmadığından wi-fi ile ilgili sorun yaşadık. Fakat bu sorunların uzun süreli olacağını sanmıyorum. Kahvaltıyı da otele yakın bir restaurant da sunuyorlar, İtalya standartlarında fena değildi. Bir gece için 79 EUR ödedik, konaklama için önerebilirim.
 
http://www.museumsinflorence.com/
 
Burada da Roma Pass benzeri bir Firenze Card var. 72 saat boyunca müzelerin çoğuna giriş sağlamanın yanında; şehir içi ulaşım da bu kartla ücretsiz. Yalnız fiyatı da 72 EUR, o yüzden çok fazla müze gezme planınız yoksa, zaten şehir içi ulaşıma da çok ihtiyaç olmadığından, gerekli değil. Tabi Firenze Card ın en önemli avantajı müzelerde sıra beklememeniz. Özellikle Uffizi Müzesi ve Gallerie dell'Accademia  için muazzam sıra beklemeniz gerekebiliyor. Biz en turistik olmayan dönemde ve gün içinde de daha az kalabalık olan saatlerde saatlerde gitmemize rağmen toplam 2,5 saat civarı sıra bekledik. Burada temel neden her yerde inanılmaz bir teenager kalabalığı olmasıydı, çoğu müze de 18 yaşın altına ücretsiz olduğu için uzun sıralar kaçınılmaz oluyor. Firenze Card almadan sıradan kaçınmanın yolu biletinizi bir kaç gün önceden 4 EUR farkla online olarak almanız, kesinlikle bu parayı eder çünkü zaten bütün gün yürüyeceğiniz için yorulacaksınız bir de ilave olarak bu sıraları beklemeye gerek yok. Biz bilet alma işini gitmeden önceki güne bıraktığımız için alamadık çünkü online biletlerinizi en az 3 gün önceden  almanız gerekiyor. Aşağıdaki linkten de Firenze Card almanın avantaj ve dezavantajlarını inceleyen bir yazıya ulaşabilirsiniz.
 
http://www.visitflorence.com/florence-museums/is-firenze-card-worth-it.html
 
Uffizi, National Geographic’ in dünyanın en iyi 10 i listesine girmiş; yılda 1,5 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan bir müze. Müzede Rembrant, Caravaggio, Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi önemli sanatçıların eserleri bulunuyor. En ünlü sanat eserleri arasında da Botticelli’ nin “Primavera and Birth of Venus” ü ,Filippino Lippi’ nin “Madonna and Child with Two Angels” ı ve Titian’ ın “Venus of Urbino” su sayılabilir.
 
Uffizi
 
Gallerie dell'Accademia ise Michelangelo’ nun David (Davut) Heykeli ve Pieta’ sı  ile anılan bir müze.  Bunların yanında yine Michelangelo’ nun tamamlanmamış “Prisoners”  ı , Botticelli’ nin “Madonna and Child and Madonna of the Sea” si ve  Giambologna’ nın “Rape of the Sabines” i görülmesi gereken önemli eserler.
 
David (Michelangelo)
Pieta (Michelangelo)
  
Bunun dışında görülmesi gereken önemli yapılar arasında Ponte Vecchio,  Duomo, The Baptistery of St. John ve The Church of Santa Maria Novella sayılabilir. Ponte Vecchio 1345 yılında inşa edilmiş, bildiğimiz köprülerden farklı olarak üzerine  günümüzde küçük mağazalar barındıran binalar inşa edilmiş bir yapı. Duomo ise Floransa ‘ nın sembolü durumundaki bir yapı. Bunun karşısında, Michelangelo’ nun Duomo’ ya bakan kapılarını “Cennetin Kapıları” olarak nitelendirdiği The Baptistery of St. John (Aziz Giovanni Baptisterisi” bulunuyor. The Church of Santa Maria Novella, ismini verdiği Piazza di Santa Maria Novella' da yer alan, Floransa’ nın en eski ibadethanesi. İçerisinde Masaccio’ nun “Trinity” si, Giotto’ nun “Crucifix”i ve “The Strozzi Chapel” gibi eserler bulunan bir yapı. Tabi vaktiniz varsa bunların dışında Gucci Müzesi’ ne varıncaya kadar onlarca turistik atraksiyon mevcut.

Ponte Vecchio
 
Baptistery of St. John - Cennetin Kapıları
 
Santa Maria Novella Kilisesi
 
Duomo' nun içi


Gezip görüleceklerden sonra yeme içme kısmına geçebiliriz. Ristorante Trattoria Antellesi (Via Faenza, 9) çok sevimli ve makul fiyatlı bir küçük lokanta. Biz deniz ürünlü risotto ve şimdi adını hatırlamadığım domates soslu bir makarna yedik; deniz ürünlü risottosu çok lezzetli ve bol malzemeliydi. Yalnız makarnanın domates sosu, taze domates yerine yoğun bir domates suyuyla hazırlanmıştı, o yüzden çok memnun kalmadık. Şarap menüsü çok geniş değil ama yeterli; zaten house wine  gayet başarılıydı; 37,5 cl küçük şişe olarak da sipariş edebiliyorsunuz (7 EUR). Bu arada Faenza Sokağı zaten buna benzer pek çok küçük lokantayı barındırıyor, yemeklerinizde tercih edebileceğiniz bir lokasyon.

Deniz ürünlü risotto


Yine bloglardan okuduğumuz tavsiyelerle ve Trip Advisor yorumlarını da kontrol ederek Trattoria Pizzeria Nerone (Via Faenza, 95/97 R) adlı bir lokantaya da, Floransa’ nın meşhur steaklerinden yemek için gittik. Belki bize öyle denk gelmiştir ama et hayatımda  en az keyif alarak yediklerimden biriydi, sinirlerini dişimin kesmemesinden anladığım kadarıyla sağlığından epey agresif bir hayvanmış :). Ben yine kendimi zorlayarak bitirdim ama eşim tadına bakıp bıraktı. House wine da zayıftı.
Trattoria Pizzeria Nerone

Antica Gelateria Fiorentina (Via Faenza, 2) da Floransa’ da en sevdiğimiz dondurmacı oldu. Her önünden geçtiğimizde kendimizi durduramayıp yedik :). Bu arada İtalya’ da 1 top dondurma, aslında 2 top büyüklüğünde ve mekana gore 2 ya da 3 çeşit seçebiliyorsunuz, o yüzden aşırı bir dondurma tüketme isteği içinde değilseniz 1 top yeterli gelecektir.
Antica Gelateria Fiorentina


Bizde de biscotti adıyla satılan Selanik gevreği benzeri pastane ürüne İtalya’ da cantucci ya da cantuccini adıyla biliniyor. Kökeni Toskana’ da küçük bir şehir olan Prato.

Cantuccini


Toskana’ nın merkezi Floransa’ da da bu tatlıyı çok iyi yapan bir yer var, Il Cantuccio di San Lorenzo (Via Sant'Antonino, 23). Çok küçük ve şık bir mekan, başka ürünlerde satsalar da asıl yaptıkları adından da anlaşılacağı üzere cantuccini. Zaten hemen önünüzde hazırlayıp, siz sipariş edince paketleyip satıyorlar. Orjinal (bademli), çikolatalı & portakallı çeşitleri ve orjinal halinin hamurunun çikolatalı olarak hazırlanmış versiyonları mevcut. Biz hepsini tattık ama en çok bademliden memnun kaldık. Bu arada bizim bildiğimiz biscotti kadar sert değil zaten İtalyanlar bu tatlıyı , yemek sonrasında tatlı bir şaraba bandırarak tüketiyorlar.


Il Cantuccio di San Lorenzo
Yazımızın 6. ve son bölümünde Orta Çağ şehri Siena’ ya geçiyoruz.
 

 

25 Mart 2015 Çarşamba

İtalya - Mart 2015 - 4

Birra del Borgo BdbBi(g)BodyIbu

İtalya her ne kadar Avrupa’ nın şarap kuşağının önemli ülkelerinden olsa da son yıllarda bira üretimi konusunda da önemli bir atılım var. Peroni gibi dünyaca ünlü (ama pek de iyi olmayan) büyük üretecilerin yanında bazıları gerçekten çok başarılı küçük üreticiler (microbrewery) de bulunuyor.

http://beermapping.com/maps/maps.php?m=italy#lat=undefined&lng=undefined&z=11


İtalya’ da pizzeria denilen pizzacılarda şaraptan ziyade bira tercih ediliyor. Bu pizzeriaların bir kısmında artizanal tabir edilen butik bira çeşidi gayet iyi olsa da biz özellikle bira konusunda uzmanlaşmış iki mekanı tercih ettik. Biz farklı akşamlarda gitsek de, Trastevere mahallesinde aynı sokakta yer alıyorlar, yani tek bir akşamda iki mekanı da rahatlıkla deneyebilirsiniz.


Bir & Fud

Bir & Fud ( Via Benedetta, 23) adında anlaşılacağı üzere biranın yanında yemek de servis eden bir mekan. Biz yemekten hemen önce ve yemek sonrası gittiğimiz için iki seferde de yemeklerini deneyemedik ama okuduğum yorumlara göre yiyecekleri tatmin edici. Biz orada otururken pek çok kişinin take away olarak da pizza alıp gittiğini gördük. Ambiyans olarak ise gayet şık bir mekan ama özellikle akşamları epey kalabalık oluyor. Asıl önemli olan biralara gelirsek farklı küçük üreticilere ait 20 nin üzerinde tap (fıçıdan) bira servisi var. Şişe olarak yalnızca bir kaç barley wine gördük ki onlar da direkt şişe olarak servis edilmiyor, gazlılık düşük olduğu için yine tap mantığı ile 5 cl kadehe konularak servis ediliyor. Bira çeşidine ve mekanın detaylı resimlerine , mekanın aşağıdaki internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

http://birandfud.it/



Ma Che Siete Venuti A Fa
Ma Che Siete Venuti A Fa (Via Benedetta, 25) pek telaffuz kaygısı güdülmeden konulmuş bir isme sahip olan bir mekan :) . Bir & Fud’ dan farklı olarak gurme bir bira pubından ziyade bir spor hatta futbol pubı. Zaten mekan da bu söylemesi zor adını bir AS Roma tezahüratından alıyor. İlk gittiğimizde bir Serie A maçı vardı ve dışarıdan Digiturk lü bir meyhane görüntüsü verdiği için girmekte tereddüt ettik. Alt kata daha sakin bir oturma mekanı var ama bodrumda olmasından dolayı havasız. Biz barın karşısında oturmayı tercih ettik. Fıçı bira çeşidi diğer mekana göre biraz daha az olsa da yeterli olmakla birlikte, ilave olarak gayet geniş bir şişe bira rezervi de bulunuyor. Yine karşısındaki Bir & Fud’ dan farklı olarak yalnız İtalyan biraları değil Alman ve Belçika biralarına da fıçı olarak ulaşmak mümkün. Şişe olarak ise bira konusunda iddialı hemen hemen bütün ülkelerin biralarından seçenekler mevcut.


Archeo Birra Etrusca


Biz İtalya’ da iken epey bira çeşidi deneme imkanı bulsak da yine de 5 şişe bira da yanımızda getirdik. Özellikle yukarıda resmi olan Birra del Borgo’ nun Etrusca adlı birasının deneyselliği İtalyan biracılığının geldiği noktayı gösteriyor. Üretiminde arkeolojik alanlardan elde edilen farklı tahıllar, fındık, kuru üzüm, nar, çeşitli reçineler ve balın kullanıldığı bu biranın fermentasyonu da kil amforaların içinde gerçekleşiyor. Bu deneysel projenin denetimini de Pennsylvania Üniversitesi’ nden Patrick McGovern yapıyor.





Gezimizin Roma durağının son günü Campo de Fiori’ nin yanında (Flora's Courtyard) kurulan bir pazara gittik. Adı size yanıltmasın, her ne kadar çiçek de satılsa da bir çiçek pazarı değil. Çeşitli İtalyan makarnaları, zeytinyağı, şarap,peynir ve tabi ki meyve sebzelerin satıldığı bir nevi semt pazarı. Hiç bir şey almasanız da İtalyan pazarı deneyimi yaşamak isteyenler için ideal, zaten şehrin tarihi bölgesinin merkezinde yer aldığı için yürüyerek ulaşmanızda çok kolay.

Yazının 5. Bölümünde Roma’ dan Floransa’ ya geçiyoruz.

23 Mart 2015 Pazartesi

İtalya - Mart 2015 - 3


Bar Pompi

Bu yazımıza tatlı yazıp, tatlı konuşarak başlayalım. Pompi, Roma' ya gitmeden önce en iyi tiramisucu olarak, listeme eklediğim mekanlar arasındaydı. Yalnız biz metro kullanarak ulaşmayı beklerken, Pastificio çıkışı bir anda İspanyol Merdivenleri' ne yakın şubesi ile karşılaştık. Hatta isim benzerliği olabilir mi diye düşünerek önce fazla yüz vermedim:). Zeynep' in tatlıları çok güzel görünüyor demesi ile içeri girdik ama makarnadan sonra fazlasıyla tok olduğumuz için tiramisu yerine dondurmasını denedik. Efsanevi bir lezzet değilse de iyi yapılmış, güzel bir dondurmaydı ama asıl sürpriz alelade görünümlü külahın fındık kremalı çıkması oldu.




Tabi bu kendisini 3 ziyaret edişimizden ilki oldu. Ertesi gün bu sefer arkadaşlarımızı da alarak, meşhur tiramisularını tattık ki o ana kadar yediğim açık ara en iyi tiramisuydu.


3. gidişimizde ise ilk günden aklımda kalan meyveli tiramisuyu denedim ki, değil hayatımda yediğim en iyi tiramisu muhtemelen en genel olarak en iyi tatlıydı.



Denemediğimiz muzlu-çikolatalı versiyonu kaldı ki aslında 8 EUR luk tadım menüsünde 4 çeşit de yer alıyor (2 çeşit meyveli var).



Bu arada tiramisu dışında farklı tatlılar da bulunuyor, biz sadece tiramisulu profiterolünü denedik ki çok başarılı değildi.



Roma malum dondurması ile meşhur; ülkemizde bile Roma dondurması adıyla dondurma satılmayan sokağa rastlamak kolay değil. Fakat en iyi dondurmacı konusunda Romalılar arasında  pek fikir birliği yok. Genel favori olan Giolitti' yi de Türkiye' de deneyip fazla etkilenmediğimiz için pas geçiyoruz. Fakat şansımız yaver gidiyor ve otelimize çok yakın sevimli bir dondurmacı ile karşılaşıyoruz, Gelateria del Teatro (Via di San Simone, 70). Sokak adını parantez içinde yazdım ama kesişen sokak olan  Vicolo del Curato üzerinde pek çok sevimli restaurant ve mağaza da var, gelmişken onlara da göz atabilirsiniz.

Gelateria del Teatro

Maalesef ilk gördüğümüzce kapanmıştı, fakat yaklaşıp kapısına gidince en iyi seçilmediği gazete, tv, site, mecmua kalmadığını görüyoruz. Zaten ikinci gittiğimizde bir tv kanalı çekim yapıyordu. Denemek son güne kısmet oldu ve bu kadar yükselen beklentilerimizin altında kalmadı. http://foodieinternational.com/gelateria-del-teatro-the-best-gelato-in-rome.html Aşağıdaki fotoda Zeynep' in mutluluğu lezzetini daha iyi anlatır :)


Kahvecilere geçmeden, İtalya' da kahvelerin genel olarak benim zevkime göre yeterince sıcak olmadığına değinmek isterim, aynı şarapların da sevdiğim kadar soğuk gelmemesi gibi. Herhalde doğrusu onların yaptığıdır ama ben yine de kahvemin ağız yakacak sıcaklıkta olmasını tercih ederim :).

Antico Caffe Greco



Antico Caffe Greco (Via Condotti 86), İspanyol Merdivenleri' ne yakın, 250 yıllık bir kahveci. Aşağıdaki internet sitelerinde fotoğraflarını da incelersiniz; mekan gerçekten eski görünmeden o tarihi ve zarif ambiyansını korumayı başarmış. Fraklı garsonları da hoşluk katıyor fakat kahvesi elbette kötü değilse de fevkalede bir tarafı da yoktu. Hele bir cafe latte nin 8 EUR yu haketmesi çok zor, özellikle Roma' da içtiğimiz diğer kahvelerin ortalama fiyatının 2 EUR civarı olduğunu düşününce...
http://www.anticocaffegreco.eu/2008/caffegreco_fullscreen_en.html

Sant' Eustachio Il Caffe


Diğer bir tarihi kahveci olan Sant' Eustachio' yu (Piazza Sant’Eustachio, 82) ise daha çok beğendik. Gerçi konsept olarak daha farklı, burası İtalya' da bar diye geçen ayakta kahvenizi içeceğiniz ya da çekirdek veya çekilmiş olarak kahvenizi alıp evde yapabileceğiniz bir mekan. Yalnızca kapısının önünde bir kaç masa var. Fiyatlar ise gayet makul 1-3 EUR arası değişiyor.

Sant' Eustachio Il Caffe

Bu arada yorgunluktan bitme noktasına geldiğimizde İspanyol Merdivenleri' nden Piazza del Popolo' ya giderken tesadüfen karşımıza çıkan, Il Baretto' da (Via del Babuino 120) ise kendi adıma Roma' da içtiğim en iyi kahveyi içtim. Bu arada mekanın az ilerisinde dünyanın belki de tek kazaklı heykelini görebilirsiniz :)

The Babuino Statue


4. bölümde de İtalya' da son yıllarda iyice artan butik biralara ve bunları deneyebileceğiniz iki mekana değineceğiz...

22 Mart 2015 Pazar

İtalya - Mart 2015 - 2

Foro Romano (Roman Forum)


Roma' da 2. akşam yemeğimizi Pizzeria da Remo' da (Piazza Santa Maria, Liberatrice 44 Tel: +39065746270) yedik. Aslında önceki gece burada yemeyi planlamıştık ama pazar günü kapalı olduğunu kapının önüne kadar gelip açılmamış kepenkleri görünce acı bir şekilde öğrenmiş olduk. Neyse ki Da Felice' ye çok yakın da listemizdeki başka bir restauranta zorlanmadan gidebildik. Remo, pek çok  Romalı tarafından en iyi pizzacı olarak gösteriliyor. Son derece salaş bir yer; masalarda örtü yerine saman kağıt tercih ediliyor; adeta Fatih' de bir kebapçı ambiyansı yaşanıyor. Fiyatlar da gayet makul, şarap çeşidi sınırlı zaten Vedat Milor bile pizza ile bira tercih ettiğini söylerken bizim şarap içmemiz olmazdı :). Fakat üzücü olan bira menüsü de çok zayıf, son yıllarda önemli gelişme kaydeden İtalyan butik biralarından hiç biri yoktu, kötü İtalyan lagerleri ve Heineken arasında kalıyorsunuz. Neyse ki pizzaların lezzeti bunu unutturuyor. Hem melanzane hem de dana etli pizzası (bresaola) çok başarılıydı. Gitmenizi mutlaka tavsiye ederim, rezervasyon şart değil çünkü kimse çok uzun oturmuyor ama dediğim gibi pazar günleri kapalı, akşam da 7 den sonra açılıyor. Öğle de kısa bir süre açıkmış ama tam saatleri mekan ile konuşup teyit edersiniz.
Bresaola

Rokalı Bresaola
Melanzane

Roma' daki son akşam yemeğimizi Roma Sparita' da (Piazza di Santa Cecila, 24, Tel: +39 06 580 0757) yiyoruz (Roma' da son akşam yemeği, Vatikan da Roma' da, oradan da Da Vinci' nin memleketi Floransa' ya gittik, ateyizler bunu açıklasın :) ). Burası çok tavsiye edilen ama popüler olduktan sonra biraz bozulduğuna dair rivayetler de duyduğumuz bir yer olduğu için kararsız kalarak gelmiştik ama fazlasıyla memnun kaldık. Hem yemekler çok lezzetli ve yaratıcıydı hem de söylendiği gibi bir kazıklanmış hissi ya da rahatsız edecek bir servis deneyimi yaşamadık. Fiyatlar yemeklere göre fazlasıyla makuldü  ve mekan da son derece şık ve sade dizayn edilmişti. Zaten içeride turistten daha çok İtalyan olması (hatta yan masamızda sevimli bir rahibe teyze oturuyordu :) ) endişelerimizi azaltmıştı.


Ristorante Roma Sparita (Fotoğraf alıntıdır.)
 
Bu mekan Roma' nın bohem semti Trastevere' de bulunuyor. Bu arada yanında özellikle akşamları ışıklandırmayla daha da güzel duran, küçük bir kilise var; ki mekana girmeden birkaç kare fotoğraf çekmek için ideal :). Buranın olayı "caccio e pepe" dedikleri peynirden bir tabak (kızartılmış parmesan) içinde servis edilen makarna. Tabi üzerinde yine peynir ve karabiber ile. Tarif etmenin zor olduğu muazzam bir lezzet, ben fotoğrafını çektim ama daha iyi çekilmiş olanına kendi sitesinden bakabilirsiniz :).

Tagliolini al cacio e pepe

Bu arada Roma' da enginar en çok tüketilen sebzelerden biri ama bizdekinden çok farklı bir şekilde pişiriliyor. Roma' daki Yahudi tratoryaları üzeinden yayılan tarifte enginarlar yağda bütün olarak kızartılarak sunuluyor. Yaprakları yemek ilk başta garip gelse de tadı adeta çerez gibi olmuş.

Carciofi alla giudia 
Yalnız tahminim enginarın türü de bizimkinden biraz farklı, üşenmeyip pazarda peşine düştüm:


Yine bizde yalnızca dolması yapılan kabak çiçeği de Roma mutfağında geniş kullanım alanı bulan bir sebze, burada bizdeki yengeç bacağı gibi pişirilmiş, çok da lezzetli olmuş.

Fiori di zucca

Tatlı faslına dondurmaya yer ayırmak için girmedik o yüzden o konuda bir yorum yapamayacağım. Fiyat olarak ise 4 makarna, 2 enginar, 2 kabak çiçeği ve suya bahşiş dahil 80 EUR verdik. http://www.romasparita.com/en/cuisine.html



Roma' daki öğle yemeklerinde favorimiz olan, aslında akşam da servisi var, Pastificio' ya (8 Via della Croce) geçelim. Burası aslında ne lokanta (trattoria), ne ristorante (restaurant), ne de pizzaria (pizzacı) değil. O zaman siz orada ne arıyorsunuz derseniz, burası bir makarna üretim yeri fakat toptan ve perakende olarak ürettikleri makarnanın satışını yapmalarının yanında öğle ve akşam belli saatlerde 2 çeşit makarnayı pişirerek satıyorlar. Çeşitler günlük hatta bittikçe gün içinde değişiyor. Makarnanın hamuru bile daha yarım saat önce karıldığı için lezzeti inanılmaz. Oturacak yer olmamasını, plastik tabak ve çatalı; ya da biraz sıra beklemeyi umursamıyorsunuz. Zaten 4 EUR a bir koca tabak taze ve lezzetli makarna, 1 bardak şarap (iyi bir house wine) ve sınırsız suyu fiyat/performans olarak geçecek yeri değil Roma' da herhangi bir yerde bulmak pek kolay değil. İstanbul' da bulsam başka yerde yemek yemem, herhalde bir kaç aya da obeziteye merhaba derim :). Bu arada en başta söyleyeceğimi sonda belirteyim, yeri de son derece merkezi, İspanyol Merdivenleri' nin karşı çaprazında kalıyor.

Söz verdiğimiz tiramisu ve dondurmalar yine gelmedi ama onları kahveleri de ekleyip 3. bölümde paylaşıyoruz. Bizden ayrılmayın...

İtalya - Mart 2015 - 1

Pincio' dan Piazza del Popolo manzarası (İPhone 6 Pano)


Uzun bir aradan sonra bloğa geri dönüyoruz. İtalya gezisi, Amerika yazısının akıbetini paylaşıp yarım kalmasın diye ayağımızın tozuyla yazmaya başlıyorum:) . İtalya resimlerinin geri kalanına Instagram üzerinden miljoker hesabından göz atabilirsiniz.

THY ile Roma Fiumicino - Leonardo da Vinci Havalimanı'na iniş yapıyoruz. Akşam uçağı ile indiğimiz için toplu taşımayla uğraşmayıp taksi ile otelimize geldik. Taksiler havaalından şehir merkezine fix ücret olarak 48 EUR alıyorlar. Dönüşte ise Termini İstasyonu'ndan Leonardo Express ile döndük ki, onun da fiyatı kişi başı 14 EUR. Duraklarda durmadan, express olarak, 30 dakikada gidiyor.

http://www.trenitalia.com/cms/v/index.jsp?vgnextoid=dd2aeb82a8fbf310VgnVCM1000008916f90aRCRD

Tatil programımız 4 gece Roma, 1 gece Floransa (Firenze), 1 gece Siena ve dönüşte yine 1 gece Roma şeklindeydi. İlk 4 gece Castel Sant'Angelo ile Piazza Navona arasında kalan  Casa de Fiori ' de kaldık. Gecelik 90 EUR civarı bir ücret ödedik ve gayet memnun kaldık. Yalnız aynı isimde, yine aynı kişilerce işletilen ve Campo de Fiori' ye yakın bir otel daha var; onunla karıştırmamak lazım. Diğer oteli de görme şansımız oldu, odalar arasında pek fark yok; yer olarak ikisi de kalmak için uygun; gidilecek tarihlere göre fiyatı uygun olan seçilebilir:

http://www.hotels.com/hotel/details.html?roomInfoList%5B0%5D.numberOfAdults=2&previousDateful=false&reviewOrder=date_newest_first&dd=25-03-2015&roomInfoList%5B0%5D.numberOfChildren=0&did=407601&numberOfRooms=1&tab=description&dn=Casa+de%27+Fiori,+Rome,+Italy&hotelId=407601&cd=24-03-2015

Roma' nın gezilecek yerleri ile ilgili detaya girmeye gerek görmüyorum, zira Google'dan bunlarla ilgili pek çok detaylı yazıya ulaşmak kolay ama küçük bir kaç ipucu vermeye çalışacağım.

Öncelikle Roma Pass' ın hakkını her ne kadar veremediysek de almak yine de makul görünüyor. 2 seçenek var; 3 günlük ve 36 EUR olan standart versiyon ile 48 saatlik ve 28 EUR olan daha ucuz versiyonu. İlkinde ilk 2 müze vs ücretsiz, diğerinde ise sadece ilki ama diğer girecekleriniz için de %50 civarı bir indirim sağlıyor. Bu arada Villa Borghese' ye ise hakkınızdan kullanmadan ücretsiz olarak girebilirsiniz. Toplu taşıma da bu süre boyunca ücretsiz. Ayrıca en önemlisi Colosseum (Kolezyum) gibi çok talep olan atraksiyonlara sıra beklemeden girebiliyorsunuz. Yalnız Vatikan, resmi olarak farklı bir ülke olduğu için bu karta dahil değil. Vatikan' a gelirsek, burada Sistine Şapeli (Sistine Chapel) ve Vatikan Müzeleri' ne giriş 16 EUR. Eğer internetten biletinizi alırsanız 4 EUR extra bir ücret ödüyorsunuz ama bu 4 EUR sizi saatlerce sıra beklemekten kurtarıyor ki sıranın uzunluğunu görünce bunun hayatınızda en efektif şekilde harcadığınız para olduğunu göreceksiniz :) . Şimdi belki de bütün yazının en önemli noktası olan tüyoyu vereceğim.San Pietro Bazilikası' na (St Peter' s Basilica) girmek ücretsiz tabi eğer 3-4 saat sıra bekleyecek takatiniz varsa :). Bu aldığınız bilet ile müze içinden bazilikaya da geçiş var ama burada koca Vatikan bir kaç EUR daha fazla kazanmak için bu geçişi tabelalar ile belirtmemiş hatta gizlemiş, yalnızca rehberli tur satın alanlar geçebiliyor. Sorduğunuz görevliler de böyle bir geçişten bahsetmeyerek, dışarı çıkarak kuyruğa girmeniz gerektiğini söylüyorlar. Bilet de tek geçiş ve siz dışarı çıktığınız anda tekrar içeri girerek bu kestirmeyi kullanamıyorsunuz. Biz bu oyunu bir şekilde bozmayı başardık ki biraz daha az zahmetle pasaportsuz İtalya ya da girebilirdik  :).

Keza Floransa'da da Uffizi Müzesi' ne ve Accademia Gallery' e gidecekseniz (ki bir insan bunlara gitmeyecekse Floransa'ya niye gider bilmiyorum :) ) muhakkak bir kaç gün önceden internetten biletinizi alın; biz bir gün önceden almaya çalışıp alamadık; turistik sezon olmamasına ve erken gitmememize rağmen 2 müze için toplam 2 saatten fazla sıra bekledik. Uffizi Müzesi gerçekten çok etkileyici ama Accademia o kadar beklememize değmedi. Michelangelo' nun David (Davut) Heykeli ve Pieta'sı dışında pek bir şey yok. Zaten Vatikan' ı gördükten sonra sanatsal olarak bir şeyden etkilenmek pek kolay değil.

Yeme içmeye gelirsek, temel kural burada da geçerli. Eğer hiç bir şey bilmiyorsanız; size iç açıcı görünen ve lokallerin gittiği lokantalara gidin pişman olmazsınız. Biz gitmeden önce epey dersimizi çalışmıştık ve tavsiye ile gittiğimiz yerlerden genelde memnun kaldık ama tesadüfen girip yemeği yiyemediğimiz yerler de olmadı değil, yani Ferzan Özpetek'in İtalya' da bulduğun yerde yemek ye efsanesi pek doğru değil (mythbusters :P).

Burada da aklınızda tutmanız gereken en önemli noktalar çoğu lokanta öğle 3-7 arası kapalı; haftanın bazı günleri de aynı şekilde açmayabiliyorlar. O yüzden gitmeden önce telefon ile rezervasyon yapmakta en azından bir şekilde açık oldukları saatleri teyit etmekte fayda var. Bazı yerler için dress code da aranıyor.

Roma' da ilk akşam yemeğimizi Vedat Milor' un (VM) İtalya - Lokanta ve Şarap Rehberi' nde tavsiye ettiği Da Felice' de (Via Mastro Giorgio,29- Tel: 0657 46800) yedik. Rezervasyon yaptırmayı ihmal etmeyin, biz hafta içi bir akşam gitmemize rağmen zor yer bulabildik. Bu arada anladığım kadarıyla bizim dışımızda turist yoktu ve herkes gayet şık giyinmişti. Bu yer bulma zorluğu kotla gitmemizden de kaynaklanmış olabilir :) .  Konum olarak turistik bir bölgede yer almıyor, Testaccio'da. Yalnız burada bir yanlış anlaşılma yaşadık. VM kitapta fırında kuzu kolunu tavsiye ederken, İtalyanca adını "Abbacchio al forno" olarak vermiş, bunun genel olarak fırında kuzu demek olduğunu daha sonra öğrendik. Neyse kızlara but gelmişti ama bize kuzunun epey hardcore bölgeleri geldi ki yemek konusunda seçiciyseniz zorlanabilirsiniz :). Fırında kuzu ağır olsa da lezzetine diyecek yoktu. Şarap olarak ise Roma-Lazio bölgesi beyaz şarapları ile meşhur olduğu için biz de bu bölgenin Montefiascone - Est Est Est şarabını tercih ettik. "Est" Latince işte bu demek. Efsaneye göre Ortaçağ' da yaşamış Augsburg kardinali Defuk şaraba çok meraklıymış. Vatikan' a gitmesi gerektiğinde somölyesi (şarap garsonu) Martin' i önden göndermiş. Demiş ki, yol boyunca her handa şarap iç, beğendiklerinin kapısına est diye yaz ki kötü şarap içmek zorunda kalmayayım. İşte bu Martin, Montefiascano köyünde kaldığı handaki şarabı o kadar beğenmiş ki kapıya bir kez değil, üç kez est est est diye yazmış. Efsane güzel, şarabın fiyat/performans oranı da  iyi olsa da biz fazla etkilenmedik. Bu arada ana yemekten önce söylediğimiz Mozzarella di Bufala (manda sütünden mozarella) şimdiye kadar yediklerimin en iyisiydi. Keza yemeğin üzerine söylediğimiz tiramisu da çok başarılıydı. 4 kişi şarap dahil 140 EUR hesap geldi ki yiyip içtiklerimize göre makul sayılır.

http://www.feliceatestaccio.it/

En iyi tiramisu ve tatlıları da bulacağınız 2. bölüm ile en kısa zamanda devam edeceğiz, az sonra... ;)