Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Mart 2015 Pazar

İtalya - Mart 2015 - 1

Pincio' dan Piazza del Popolo manzarası (İPhone 6 Pano)


Uzun bir aradan sonra bloğa geri dönüyoruz. İtalya gezisi, Amerika yazısının akıbetini paylaşıp yarım kalmasın diye ayağımızın tozuyla yazmaya başlıyorum:) . İtalya resimlerinin geri kalanına Instagram üzerinden miljoker hesabından göz atabilirsiniz.

THY ile Roma Fiumicino - Leonardo da Vinci Havalimanı'na iniş yapıyoruz. Akşam uçağı ile indiğimiz için toplu taşımayla uğraşmayıp taksi ile otelimize geldik. Taksiler havaalından şehir merkezine fix ücret olarak 48 EUR alıyorlar. Dönüşte ise Termini İstasyonu'ndan Leonardo Express ile döndük ki, onun da fiyatı kişi başı 14 EUR. Duraklarda durmadan, express olarak, 30 dakikada gidiyor.

http://www.trenitalia.com/cms/v/index.jsp?vgnextoid=dd2aeb82a8fbf310VgnVCM1000008916f90aRCRD

Tatil programımız 4 gece Roma, 1 gece Floransa (Firenze), 1 gece Siena ve dönüşte yine 1 gece Roma şeklindeydi. İlk 4 gece Castel Sant'Angelo ile Piazza Navona arasında kalan  Casa de Fiori ' de kaldık. Gecelik 90 EUR civarı bir ücret ödedik ve gayet memnun kaldık. Yalnız aynı isimde, yine aynı kişilerce işletilen ve Campo de Fiori' ye yakın bir otel daha var; onunla karıştırmamak lazım. Diğer oteli de görme şansımız oldu, odalar arasında pek fark yok; yer olarak ikisi de kalmak için uygun; gidilecek tarihlere göre fiyatı uygun olan seçilebilir:

http://www.hotels.com/hotel/details.html?roomInfoList%5B0%5D.numberOfAdults=2&previousDateful=false&reviewOrder=date_newest_first&dd=25-03-2015&roomInfoList%5B0%5D.numberOfChildren=0&did=407601&numberOfRooms=1&tab=description&dn=Casa+de%27+Fiori,+Rome,+Italy&hotelId=407601&cd=24-03-2015

Roma' nın gezilecek yerleri ile ilgili detaya girmeye gerek görmüyorum, zira Google'dan bunlarla ilgili pek çok detaylı yazıya ulaşmak kolay ama küçük bir kaç ipucu vermeye çalışacağım.

Öncelikle Roma Pass' ın hakkını her ne kadar veremediysek de almak yine de makul görünüyor. 2 seçenek var; 3 günlük ve 36 EUR olan standart versiyon ile 48 saatlik ve 28 EUR olan daha ucuz versiyonu. İlkinde ilk 2 müze vs ücretsiz, diğerinde ise sadece ilki ama diğer girecekleriniz için de %50 civarı bir indirim sağlıyor. Bu arada Villa Borghese' ye ise hakkınızdan kullanmadan ücretsiz olarak girebilirsiniz. Toplu taşıma da bu süre boyunca ücretsiz. Ayrıca en önemlisi Colosseum (Kolezyum) gibi çok talep olan atraksiyonlara sıra beklemeden girebiliyorsunuz. Yalnız Vatikan, resmi olarak farklı bir ülke olduğu için bu karta dahil değil. Vatikan' a gelirsek, burada Sistine Şapeli (Sistine Chapel) ve Vatikan Müzeleri' ne giriş 16 EUR. Eğer internetten biletinizi alırsanız 4 EUR extra bir ücret ödüyorsunuz ama bu 4 EUR sizi saatlerce sıra beklemekten kurtarıyor ki sıranın uzunluğunu görünce bunun hayatınızda en efektif şekilde harcadığınız para olduğunu göreceksiniz :) . Şimdi belki de bütün yazının en önemli noktası olan tüyoyu vereceğim.San Pietro Bazilikası' na (St Peter' s Basilica) girmek ücretsiz tabi eğer 3-4 saat sıra bekleyecek takatiniz varsa :). Bu aldığınız bilet ile müze içinden bazilikaya da geçiş var ama burada koca Vatikan bir kaç EUR daha fazla kazanmak için bu geçişi tabelalar ile belirtmemiş hatta gizlemiş, yalnızca rehberli tur satın alanlar geçebiliyor. Sorduğunuz görevliler de böyle bir geçişten bahsetmeyerek, dışarı çıkarak kuyruğa girmeniz gerektiğini söylüyorlar. Bilet de tek geçiş ve siz dışarı çıktığınız anda tekrar içeri girerek bu kestirmeyi kullanamıyorsunuz. Biz bu oyunu bir şekilde bozmayı başardık ki biraz daha az zahmetle pasaportsuz İtalya ya da girebilirdik  :).

Keza Floransa'da da Uffizi Müzesi' ne ve Accademia Gallery' e gidecekseniz (ki bir insan bunlara gitmeyecekse Floransa'ya niye gider bilmiyorum :) ) muhakkak bir kaç gün önceden internetten biletinizi alın; biz bir gün önceden almaya çalışıp alamadık; turistik sezon olmamasına ve erken gitmememize rağmen 2 müze için toplam 2 saatten fazla sıra bekledik. Uffizi Müzesi gerçekten çok etkileyici ama Accademia o kadar beklememize değmedi. Michelangelo' nun David (Davut) Heykeli ve Pieta'sı dışında pek bir şey yok. Zaten Vatikan' ı gördükten sonra sanatsal olarak bir şeyden etkilenmek pek kolay değil.

Yeme içmeye gelirsek, temel kural burada da geçerli. Eğer hiç bir şey bilmiyorsanız; size iç açıcı görünen ve lokallerin gittiği lokantalara gidin pişman olmazsınız. Biz gitmeden önce epey dersimizi çalışmıştık ve tavsiye ile gittiğimiz yerlerden genelde memnun kaldık ama tesadüfen girip yemeği yiyemediğimiz yerler de olmadı değil, yani Ferzan Özpetek'in İtalya' da bulduğun yerde yemek ye efsanesi pek doğru değil (mythbusters :P).

Burada da aklınızda tutmanız gereken en önemli noktalar çoğu lokanta öğle 3-7 arası kapalı; haftanın bazı günleri de aynı şekilde açmayabiliyorlar. O yüzden gitmeden önce telefon ile rezervasyon yapmakta en azından bir şekilde açık oldukları saatleri teyit etmekte fayda var. Bazı yerler için dress code da aranıyor.

Roma' da ilk akşam yemeğimizi Vedat Milor' un (VM) İtalya - Lokanta ve Şarap Rehberi' nde tavsiye ettiği Da Felice' de (Via Mastro Giorgio,29- Tel: 0657 46800) yedik. Rezervasyon yaptırmayı ihmal etmeyin, biz hafta içi bir akşam gitmemize rağmen zor yer bulabildik. Bu arada anladığım kadarıyla bizim dışımızda turist yoktu ve herkes gayet şık giyinmişti. Bu yer bulma zorluğu kotla gitmemizden de kaynaklanmış olabilir :) .  Konum olarak turistik bir bölgede yer almıyor, Testaccio'da. Yalnız burada bir yanlış anlaşılma yaşadık. VM kitapta fırında kuzu kolunu tavsiye ederken, İtalyanca adını "Abbacchio al forno" olarak vermiş, bunun genel olarak fırında kuzu demek olduğunu daha sonra öğrendik. Neyse kızlara but gelmişti ama bize kuzunun epey hardcore bölgeleri geldi ki yemek konusunda seçiciyseniz zorlanabilirsiniz :). Fırında kuzu ağır olsa da lezzetine diyecek yoktu. Şarap olarak ise Roma-Lazio bölgesi beyaz şarapları ile meşhur olduğu için biz de bu bölgenin Montefiascone - Est Est Est şarabını tercih ettik. "Est" Latince işte bu demek. Efsaneye göre Ortaçağ' da yaşamış Augsburg kardinali Defuk şaraba çok meraklıymış. Vatikan' a gitmesi gerektiğinde somölyesi (şarap garsonu) Martin' i önden göndermiş. Demiş ki, yol boyunca her handa şarap iç, beğendiklerinin kapısına est diye yaz ki kötü şarap içmek zorunda kalmayayım. İşte bu Martin, Montefiascano köyünde kaldığı handaki şarabı o kadar beğenmiş ki kapıya bir kez değil, üç kez est est est diye yazmış. Efsane güzel, şarabın fiyat/performans oranı da  iyi olsa da biz fazla etkilenmedik. Bu arada ana yemekten önce söylediğimiz Mozzarella di Bufala (manda sütünden mozarella) şimdiye kadar yediklerimin en iyisiydi. Keza yemeğin üzerine söylediğimiz tiramisu da çok başarılıydı. 4 kişi şarap dahil 140 EUR hesap geldi ki yiyip içtiklerimize göre makul sayılır.

http://www.feliceatestaccio.it/

En iyi tiramisu ve tatlıları da bulacağınız 2. bölüm ile en kısa zamanda devam edeceğiz, az sonra... ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder