Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Şubat 2016 Pazartesi

Brugge 2015


 



Brugge

2015 Kasım sonu Aralık başı yaptığımız Belçika - Hollanda gezimizin yazısı muhtelif nedenlerden en çok da tembellikten dolayı yazılamamıştı. Mechelen, Brüksel, Antwerp, Ghent, Brugge, Amsterdam, Utrecht ve Gouda' dan oluşan gezi ile ilgili yazılacakların çokluğu da gözümde büyümüştü. Böl-parçala-yönet anlayışı ile şehir şehir başlamaya karar verdim, hayırlısı.. :)
Nasıl ki ülkemizde ve Ortadoğu’da pek çok şehir “Doğu’ nun Paris”i olarak gösteriliyor; Brugge’ da “Kuzey’ in Venedik”i olan pek çok şehirden biri; muhtemelen de buna gerçekten en benzer olanı. Biraz da In Bruges filminin etkisiyle popülerliği gittikçe artan bir destinasyon ama bunun haksız bir abartı olduğunu söylemek de haksızlık olur. En klişe tabirle tam bir masal kenti; adeta Orta Çağ burada donup kalmış. Yüzyıllardır savaş görmemiş bir şehir olmasının da bunda etkisi büyük.

Brugge


Şehirde görülecek tarihi yerleri saymak aslında anlamsız zira ne tarafa baksanız etkileyici bir şey görmek kaçınılmaz. Grote Markt adından da anlaşılacağı üzere şehrin büyük meydanı. Biz Aralık ayı başında gittiğimiz için Christmasmarket de açıktı. Christmasmarket’ in ne olduğunu çoğunluk biliyordur ama kısaca açıklarsak Noel öncesi kurulan muhtelif yeme-içme ve hediyelik standlarından oluşan bir panayır diyebiliriz. Paris saldırısı sonrası bu yıl ilginin düşük olmasına beklesek de yine gayet canlıydı. Meydanın dört bir yanı tarihi yapılarla çevrili; Place de Bruges adlı saray da bunlardan biri.

Grote Markt & Christmasmarket & Place de Bruges

Belfry (Belfort), Belçika’ nın bütün tarihi şehirlerinde yer alan bir yapı; yani çan kulesi. Tabi buradaki çan kulesi de benzerlerinden daha estetik.


Belfry (Belfort) of Bruges

Şehrin daha küçük ama aynı zamanda daha güzel olan meydanı ise Burg. Basilica of Holy Blood ve Town Hall bu meydanda bulunuyor; bizi de şehirde en çok etkileyen bölge burası oldu.


Burg






Basilica of Holy Blood

Brugge’deki modern turistik lokasyonlardan biri Beer Wall, yani bira duvarı. Envai çeşit biranın ve bardağının olduğu büyük bir vitrin olarak tanımlanabilir. :)


Beer Wall

Brouwerij De Halve Maan, yani Türkçesiyle Yarımay Bira Fabrikası kökleri 16. yüzyıla ve o zamanki adıyla Moon Brewery’ e dayanan bir üretici. 1856 yılında Henri 1 Maes’ in satın almasıyla kontrolü Maes ailesine geçiyor. Ailenin kontrolüne geçmesiyle; atılım yaparak lager bira üretimine ve evlere kasayla bira servisine başlayarak büyüyorlar. Pek bayılmadığımız bir tür olan “lager” den atılım diye bahsetme nedenim o yıllarda halkın damak tadının “ale” biralardan uzaklaşarak nispeten yeni bir tür olan lagere kayıyor olması ve Belçika kültüründe yeri olmayan lager üretiminin bir inovasyon olarak değerlendirilebilecek olmasından yoksa damak tadımda bir değişiklik yok. :)

Brouwerij De Halve Maan

Evlere dağıtım otomobilin yaygınlaşmasıyla cazibesini yitiriyor ve müşterilerini marketlere kaybetmeye başlıyorlar. Maalesef butik bir üretici olarak marketler için yeterli üretimi de sağlayamadıklarından Halve Maan için sıkıntılı dönem başlıyor. Bunu değiştiren 70 lerin sonunda geleneksel biralara olan ilginin yeniden canlanması oluyor. Henri abimizin 5. kuşak torunu Veronique bu ilgiye karşılık olarak yüksek alkollü bir blonde ale olan “Straffe Hendrik (Strong Henri) Triple” ı üreterek hem bu yükselen dalgadan faydalanıyor hem de büyük büyük dedesine şık bir selam çakmış oluyor. Buna ek olarak fabrikanın kapılarını halka açarak; fabrikayı restaurant-pub’ a dönüştürüyor. Sonraki nesil olan oğlu Xavier de pek çok ödüller kazanan ve şu anda en popüler biraları olan “Brugse Zot”u üreterek, biraevini eski ihtişamlı günlerine yeniden döndürüyor.


Brugse Zot

Bu kadar tarihten sonra günümüze dönersek; günümüzde de üretime devam eden Halve Maan; bu tarihi yakından görmek isteyenler için bir tur da düzenliyor. 45 dakika süren bu tur 8,5 EUR, buna İskandinav tarzda dekore edilmiş; şık pubında bir içecek/içki de dahil. Merkezden (Belfry) dan 10 dakikalık yürüyüş ile ulaşmak mümkün. Tur 11:00 ile 16:00 arası her saat başı başlıyor. Fabrikanın terasından şehir manzarası da bu turun çileği. ;)


 
 

De Halve Maan terasından Brugge

Lizzie’ s Wafels, sadece Brugge’ de değil bütün seyahatimiz süresince en beğendiğimiz wafflecı oldu. 11:00-17:00 saatleri arası hizmet veren bu sevimli mekan waffle konusunda gelinebilecek zirve neresiyse oraya gelmiş. Çıtır çıtır hamurun sesi, yoğun çikolatasının aroması ve bunların birleşimin tadı insanı mest ediyor.  Kahve konusunda da epey iddialılar. Sahibesiyle sohbet ederken; bir kaç kez Türkiye’ ye de geldiğini ;Türkiye’ yi çok sevmiş olsa da Türk kahvesini sevemediğinden son gidişinde yanında espresso makinesini de götürdüğünü söyledi. Ama biz kendisinin kahvesini beğendik. :) Bu arada zaten menüde “XL Waffle” diye belirtiyorlar ama biz de uyaralım porsiyonlar iki kişilik gibi düşünebilirsiniz., adam başı birer tane ile şeker komasına girmeyin. :)


Lizzie's Wafels




XL waffle

Çikolata kokan şehir denilen Brugge' dan çikolata ve şekerleme almadan dönmek de olmazdı. Stef' s adlı dükkandan el yapımı çikolatalar aldık, fiyatlar merkezdeki çikolatacılarda aynı civarda; 100gr / 2 EUR gibi.

Stef' s


Çikolata dışında iştah açıcı görünümüyle çeşitli şekerlemeler ve envai çeşit beze (kaymaklı) de mevcuttu:

Brown Sugar Marzipan Shop

 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder